Vücudumuz, hücrelerdeki yapım ve yıkım olayları arasındaki denge sayesinde canlılığını korur. Bu döngüde, beslenme ile dışarıdan alınan maddeler, hücresel yıkım olayları sonucunda başka ürünlere dönüşür. Bu süreçte, çeşitli yan ürünler veya atıklar oluşur. Bu atık maddeler, dokularda sağlık sorunlarına yol açabilir. Beslenme yoluyla vücuda alınan antioksidanlar, zararlı maddelere karşı vücudu korur.
Metabolizma olayları sonucunda üretilen bazı atık ve yan ürünler, hücre ve doku bütünlüğünü sağlayan yapılara zarar verebilir. Oksidatif stres olarak adlandırılan bu durum, reaktif oksijen radikallerinden kaynaklanır. Reaktif oksijen radikalleri, enfeksiyon hastalıklarından kansere kadar birçok sağlık sorununun gelişiminde etkilidir. Bu zararlı maddelerin etkilerini önleyen maddelere antioksidan denir.
Antioksidanlar Hangi Durumlarda Gerekir?
Reaktif oksijen radikalleri, hücrelerdeki moleküllerin yapısındaki oksijen atomunu kararsız hale getirir. Bu durum ciddi kimyasal hasara yol açabilir. Kan dolaşımı yetersizliği, yapay tatlandırıcılar, sigara ve alkol tüketimi, radyasyon, hava kirliliği ve yoğun fiziksel aktivite bu maddelerin artmasına neden olabilir. Ayrıca iltihaplanmalar, enfeksiyonlar ve kanser gibi sağlık sorunları da reaktif oksijen radikallerinin artmasına yol açar.
Antioksidanlar, bu zararlı maddelerin hücresel düzeydeki hasarını onararak bazı hastalıkların önlenmesine yardımcı olur. Ayrıca, ortaya çıkan sağlık sorunlarının daha hafif seyretmesini sağlar.
Hangi Maddeler Antioksidan Olarak Kabul Edilir?
A vitamini, C vitamini, E vitamini, selenyum, glutatyon, alfa lipoik asit ve bakır gibi maddeler antioksidan olarak kabul edilir. Bazı antioksidanlar vücutta doğal olarak üretilebilirken, bazıları beslenme yoluyla alınır. Antioksidanlar, serbest şekilde görev yapabilir veya çeşitli protein ve enzimlerin yapısına katılarak vücudu korur.
Antioksidanlar, vücutta iyon halde bulunan bazı maddelerin iyon yükünü değiştirir. Örneğin, demir, ferröz (+2 iyon) veya ferrik (+3 iyon) halde bulunur. Antioksidanlar, demirin ferröz hale geçerek hücreler tarafından daha kolay emilmesine yardımcı olur.
Antioksidan Kaynakları Nelerdir?
Antioksidan maddeler, doğada bitkiler ve bazı hayvanlar tarafından doğal olarak üretilir. İnsan vücudunda ise bazı vitaminler üretilemediği için beslenme yoluyla dışarıdan alınmalıdır. Antioksidan yönünden zengin besinler arasında böğürtlen, çilek, ahududu, kahve, sarımsak, bitter çikolata, yeşil çay, portakal, greyfurt, havuç, soğan, ıspanak, lahana gibi sebzeler ve deniz ürünleri bulunur.
Bu gıdaların yanı sıra, antioksidanlar çeşitli takviye ürünlerle de alınabilir. Günlük olarak ihtiyaç duyulandan daha az antioksidan alınması, bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle reaktif oksijen radikalleriyle ilişkili enfeksiyon hastalıkları, eklem romatizması, lupus, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve diyabet gibi kronik rahatsızlıklar artabilir. Antioksidan eksikliği, tedaviye yanıtı da azaltabilir.
Sonuç ve Öneriler
Dengeli beslenme, antioksidan eksikliğini önlemede önemlidir. Beslenme düzenine antioksidan yönünden zengin besinler dahil edilmelidir. Bunun yeterli olmadığı durumlarda, doktor kontrolünde dışarıdan takviye ürünler alınabilir. Antioksidanlar, vücudun sağlıklı kalmasında büyük rol oynar. Oksidatif stresi önleyerek hücreleri korur. Bu nedenle, antioksidan açısından zengin gıdalar tüketmek genel vücut sağlığının korunması için gereklidir.
Kaynak: https://www.medicana.com.tr/saglik-rehberi-detay/15362/antioksidan-nedir#:~:text=Antioksidan%20olarak%20kabul%20edilen%20maddeler,beslenme%20yoluyla%20d%C4%B1%C5%9Far%C4%B1dan%20al%C4%B1nmas%C4%B1%20gerekir.